GIYAPTA HAKARET SUÇUNDA İHTİLAT UNSURU

Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) ikinci kısmının “Şerefe Karşı Suçlar” başlıklı sekizinci bölümünde, Madde 125’te yer alan Hakaret suçu: “(1) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir.” şeklinde ifade edilmiştir.

TCK m. 125’te düzenlenen hakaret suçunun ilk fıkrasında suçun temel şekli, ikinci fıkrasında suçun işlenme şekline dâhil edilen araçlar, üçüncü fıkrasında daha fazla cezayı gerektiren nitelikli hal, dördüncü fıkrasında suçun alenen işlenmesi ve nihayetinde beşinci fıkrada ise suçun kurul halinde çalışan kamu görevlilerine karşı işlenmesi düzenlenmektedir.  Bununla birlikte TCK m 126’da mağdurun belirlenmesine ilişkin suçun maddi unsuru ile, TCK m 127 ve 128 'te suçun hukuka aykırılık unsuruyla ve TCK m 129’da ise kusurlulukla bağlantılı düzenlemeler yer almaktadır.

Hakaret suçu, yüze karşı hakaret fiilinin işlenmesinin yanında; kişinin gıyabında hakaret edilmesini de kapsamaktadır. Gıyapta hakaret, kişinin hazır bulunmadığı bir ortamda veya doğrudan haberi olmayacağı (muttali olmayacağı) surette kişiye hakaret edilmesidir. Yüze karşı hakaretten farklı olarak gıyapta hakaret suçunun cezalandırılabilmesi için kanun koyucu “ihtilat şartı” aramıştır. Kanunda, mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerektiği açıkça ifade edilmiştir.

Anayasa Mahkemesi, gıyapta işlenen hakaret suçunda ihtilat şartının aranmasını Anayasaya aykırı bulmamıştır: “…Anayasa'da güvence altına alınmış temel hak ve özgürlükleri koruma yükümü çerçevesinde temel hak ihlallerini yaptırım altına alan yasa koyucunun, Anayasa kuralları ve hukukun genel ilkeleri çerçevesinde kalmak koşuluyla hangi eylemlerin suç oluşturacağını belirleme yetkisi bulunduğu gibi suçluların cezalandırılmasına ilişkin koşulları da saptama yetkisine sahiptir. Dolayısıyla kişilere karşı suçlara özel hükümlerin başında yer vererek insanı ve insan haklarını koruma ilkesine verdiği değeri, suç ve ceza politikasının temel hedefi kabul eden yasa koyucunun izlenen suç ve ceza siyasetinin gereği olarak, gıyapta hakaretin cezalandırılabilmesi de “en az üç kişiyle ihtilat” koşulunu araması, yasama yetkisi kapsamındadır...”(Anayasa Mahkemesi, E 2006/136, K 2008/3, T. 3.1.2008, (RG 31.01.2008/26773). 

Arapça kökenli olan “İhtilat” kelimesinin sözlük anlamı, karşılaşıp görüşme olarak tanımlanmaktadır. Hakaret suçunda yer alan ihtilat için, toplu veya dağınık halde bulunan en az üç kişiyle görüşerek, onların isnat edilen fiil veya olguyu öğrenmelerini sağlamak olarak anlaşılması gerekmektedir.

Kanunda sır saklama yükümlülüğü altındaki kişilerin, ihtilat edilen kişiler arasında sayılmayacağına dair bir sınırlama bulunmadığından, mağdurun dış şerefinin, sır saklama yükümlülüğü bulunan kişiler nezdinde de korunmaya devam etmesi ve bu nedenle mağdur hakkında, sır saklama yükümlülüğü bulunan kişilerle ihtilat edilerek hakaret edildiği takdirde ihtilat ve dolayısıyla gıyapta hakaret suçu oluşacaktır.

Doktrinde ihtilat şartının hukuki niteliğine yönelik tartışmalar sürmekte iken; Yargıtay kararlarında ihtilat, suçun bir unsuru olarak değerlendirmekte ve bu doğrultuda ihtilatın gerçekleşmediği hallerde beraat kararı verilmesi gerektiği kabul edilmektedir. Özellikle belirtilmelidir ki; suçun faili ihtilatı bilerek ve isteyerek gerçekleştirmelidir. İhtilat kişilerle birebir görüşerek gerçekleşebileceği gibi, üç veya daha fazla kişiye mektup göndermek, telefon etmek, SMS veya e-mail göndermek suretiyle de gerçekleştirilebilir. Ancak ihtilat unsurunun gerçekleşmesi için, failin sözleri en az üç kişinin duyabileceği bir ortamda ve şekilde söylemesi yeterli olmayıp, muhatapların bizzat anlamaları ve vakıf olmaları lazımdır. 

İLGİLİ YARGITAY KARARLARI 

“…Hakaret suçunun, mağdurun olmadığı veya doğrudan vakıf olamayacağı bir şekilde işlendiğinde gıyapta hakaret suçu oluşmaktadır. Ancak gıyapta hakaret suçunun cezalandırılması için, failin mağdur dışında toplu veya dağınık en az üç kişiyle ihtilat ederek bu suçu işlemesi gerekmektedir. Suçun faili ihtilatı bilerek ve isteyerek gerçekleştirmelidir. İhtilat kişilerle birebir görüşerek gerçekleşebileceği gibi, üç veya daha fazla kişiye mektup göndermek, telefon etmek, SMS veya e-mail göndermek suretiyle de gerçekleştirilebilir. Ancak ihtilat unsurunun gerçekleşmesi için, failin sözleri en az üç kişinin duyabileceği bir ortamda ve şekilde söylemesi yeterli olmayıp, muhatapların bizzat anlamaları ve vakıf olmaları lazımdır.” (Y 4. CD, E 2020/30761, K 2022/3451, T 7.2.2022). 

 “…Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler de yerinde görülmemiştir. Ancak; Hakaret suçu mağdurun olmadığı veya mağdurun doğrudan vakıf olamayacağı bir şekilde işlendiğinde gıyapta hakaret suçu oluşmaktadır. Ancak gıyapta hakaret suçunun cezalandırılması için, failin mağdur dışında toplu veya dağınık en az üç kişiyle ihtilat ederek bu suçu işlemesi gerekmektedir. Suçun faili ihtilatı bilerek ve isteyerek gerçekleştirmelidir. İhtilat kişilerle birebir görüşerek gerçekleşebileceği gibi, üç veya daha fazla kişiye mektup göndermek, telefon etmek, SMS veya e-mail göndermek suretiyle de gerçekleştirilebilir. Ancak ihtilat unsurunun gerçekleşmesi için, failin sözleri en az üç kişinin duyabileceği bir ortamda ve şekilde söylemesi yeterli olmayıp, muhatapların bizzat anlamaları ve vakıf olmaları lazımdır. İnceleme konusu somut olayda; katılanın müdafii huzurunda alınan 22.05.2014 tarihli beyanında sanığın olay günü işçilerin huzurunda kendisinin gıyabında "Siz sahtekarsınız, yalancısınız." şeklinde hakaret ettiğini söylediği anlaşılmakla, dinlenilen tanıklar dışında üçüncü bir tanığın olup olmadığı araştırılıp tespit edilmeden gıyapta hakaret suçuna ilişkin ihtilat unsurunun olayda nasıl gerçekleştiği açıklanıp tartışılmaksızın, kanuni olmayan ve yerinde görülmeyen gerekçe ile sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmesi,..” (Y 4. CD, E 2021/27147, K 2024/4877, T 17.04.2024)

  “…Sanık hakkında hakaret suçundan verilen hüküm yönünden; TCK’nın 125/1. maddesi uyarınca, gıyapta hakaret suçunun oluşabilmesi için en az üç kişiyle ihtilat edilerek işlenmesinin gerektiği, somut olayda, sanığın katılana yönelik hakaret içeren sözlerini, sadece tanıklar ... ve ...’ün duyduğunun anlaşılması karşısında, suçun unsuru olan ihtilat öğesinin gerçekleşmediği gözetilmeden beraat yerine mahkumiyet hükmü kurulması...” (Y 4 CD, E 2021/10739, K 2022/6360, T 01.03.2022). 

“...İleti yoluyla hakaretin, huzurda hakaret gibi cezalandırılabilmesi için sanığın iletilme kastı ile hareket etmesi gerekir. İleti yoluyla hakarette, failin kullandığı vasıtalar ile mağduru hedef aldığını bilmesi ve mağdur tarafından bu fiilin öğrenileceğini istemesi gerekir. Şayet ileti mağdurdan başka birisine gönderilmiş ancak tesadüfen mağdur tarafından öğrenilmiş ise, huzurda hakaret suçu oluşmayacaktır. Zira, fail mağdurun hakareti öğrenmesi kastıyla hareket etmemiştir. Hakaret suçu, mağdurun olmadığı veya doğrudan vakıf olamayacağı bir şekilde işlendiğinde gıyapta hakaret suçu oluşmaktadır.Ancak gıyapta hakaret suçunun cezalandırılması için, failin mağdur dışında toplu veya dağınık en az üç kişiyle ihtilat ederek bu suçu işlemesi gerekmektedir. Suçun faili, ihtilatı bilerek ve isteyerek gerçekleştirmelidir. İhtilat kişilerle birebir görüşerek gerçekleşebileceği gibi, üç veya daha fazla kişiye mektup göndermek, telefon etmek, SMS veya e-mail göndermek suretiyle de gerçekleştirilebilir. Ancak ihtilat unsurunun gerçekleşmesi için, failin sözleri en az üç kişinin duyabileceği bir ortamda ve şekilde söylemesi yeterli olmayıp, muhatapların bizzat anlamaları ve vakıf olmaları lazımdır. Somut olayda, sanığın, tanık H. U.'ya ... sayfasının messenger bölümünden "Arkadaşımın baldızı olduğunu biliyorum ve bu nedenle sizi uyarıyorum, birlikte olduğunuz doğa kulübü tam bir ahlaksız mekandır, başkanı ... defalarca kez kadınlara tacizden tescillenmiş bir hastadır, defalarca dolaylı uyarmaya çalıştım." şeklinde mesaj göndermesi eylemiyle doğrudan katılanı muhatap almaması, iletme kastıyla hareket etmemesi ve katılanın tesadüfen öğrenmesi nedeniyle huzurda hakaret suçunun oluşmadığı ve gıyapta hakaret suçu yönünde de aranan ihtilat unsurunun gerçekleşmediği anlaşıldığından, mezkur suçtan beraat hükmü kurulmasında hukuka aykırılık görülmemiştir…”(Y 4. CD, E 2021/9526, K 2023/18481)

“…Sanığın, katılanlar ... ve ...’ın gıyabında, tanıklar ... ve ...’in huzurunda hakaret içerikli sözler sarf ettiği iddiasıyla dava açılmış ve mahkemece de eylem bu şekilde kabul edilerek mahkumiyet kararı verilmiş ise de, sanıkların gıyapta hakaret teşkil eden bu sözleri yalnızca tanıklar tarafından duyulduğu, bu nedenle gıyapta hakaretin gerçekleşmesi için aranan “fiilin en az üç kişiyle ihtilât ederek işlenmesi” unsuru somut olayda gerçekleşmediğinden, hakaret suçu bakımından sanığın beraatine karar verilmesi gerekirken, mahkumiyetine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir. Hukuksal Değerlendirme: 5237 sayılı TCK’nın “hakaret” başlıklı 125. maddesinde; “Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilât ederek işlenmesi gerekir.” hükmü yer almaktadır. Hakaret suçu mağdurun olmadığı veya mağdurun doğrudan vakıf olamayacağı bir şekilde işlendiğinde gıyapta hakaret suçu oluşmaktadır. Ancak gıyapta hakaret suçunun cezalandırılması için, failin mağdur dışında toplu veya dağınık en az üç kişiyle ihtilat ederek bu suçu işlemesi gerekmektedir. Suçun faili ihtilatı bilerek ve isteyerek gerçekleştirmelidir. İhtilat kişilerle birebir görüşerek gerçekleşebileceği gibi, üç veya daha fazla kişiye mektup göndermek, telefon etmek, SMS veya e-mail göndermek suretiyle de gerçekleştirilebilir. Ancak ihtilat unsurunun gerçekleşmesi için, failin sözleri en az üç kişinin duyabileceği bir ortamda ve şekilde söylemesi yeterli olmayıp, muhatapların bizzat anlamaları ve vakıf olmaları lazımdır. İnceleme konusu somut olayda; sanığın, katılanlara hakaret içerikli sözler sarfettiği iddiasıyla dava açılmış, mahkemece de eylem bu şekilde kabul edilerek mahkumiyet kararı verilmiştir. Ancak sanığın gıyapta hakaret teşkil eden bu sözleri yalnızca tanıklar ... ve ... tarafından duyulmuştur. Bu nedenle gıyapta hakaretin gerçekleşmesi için aranan “fiilin en az üç kişiyle ihtilât ederek işlenmesi” unsuru somut olayda gerçekleşmediğinden, sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerekirken, mahkumiyetine karar verilmesi hukuka aykırıdır.” (Y 4 CD, E 2020/25969, K 2021/5812, T 23.02.2021, Y 4 CD, E 2020/12172, K 2021/4741, T 11.02.2021, Y 4 CD E 2020/9231, K 2020/16632, T 17.11.2020, Y 4 CD, E 2020/30761, 2022/3451, T 07.02.2022, Y 8 CD, E 2020/1274, K 2022/16056, T 08.11.2022, Y 12 CD, E 2022/1719, K 2022/3899, T 18.05.2022, Y 2 CD, E 2013/17732, K 2014/5029, T 25.2.2014). 

 

 

Davalarınızda uzman bir avukattan yardım almak hukuki açıdan sizi koruyacaktır. Detaylı bilgi için bize ulaşabilirsiniz.

Bu sitede yer alan yazılar sadece bilgilendirme amaçlıdır. Bu yazılardan kaynaklı herhangi bir sorumluluğumuz bulunmamaktadır.